Ana içeriğe atla

O-bu-şu

Bazen başka kafaların içinde olmak istiyorum. Yok yok mecaz değil.
Mesela x kişisinin beyninin içinde ben olsam. ( yerinde olmak deniyor buna ya niye dolandırıyorsun ametist?)
Acaba neler geçiyor düşüncesinden.
Meraklı bir yapım var oradan geliyor herhalde bu istek.
Bakın düşünsenize bir anda başka bir hayattasınız ! Tanıdığınız kişiler farklı , anneniz , babanız.
(Yine dünyaya gelsem aynı annenin babanın evladı olmak isterim o ayrı da )
Arkadaşlarınız farklı. İşiniz. Sevgiliz hatta belki kocanız.
Biraz iyi olurdu belki.
Çünkü biz insanlar kendi sorunlarımızı kafamızda büyütüyoruz ya başka bir kişinin yerine geçip sonra geri dönsek belki küçük şeyler olduğunu anlarız. Kendini dışarıdan izlemek gibi yani.

Gece olunca beynin çok farklı çalışıyor ya.
Bir de blogu biraz karışık kullanıyorum; o anda neye kafayı yoruyorsam onu yazıyorum.
Kusuruma bakmayın artık.
Zira kafamın içindeki labirent bazen tek viraj bazen dolanbaçlı.

Yorumlar

  1. bi bak amaa son yazımaaa :)

    YanıtlaSil
  2. Birpembesever olarak bayıldım bloguna, çok cicii. ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :)
      Bir de hoş geldinn :)

      Sil
  3. Hoşgeldin Ametist. Blog ismin çok güzel. Deep'in önerisi ile geldim. Ben de beklerim. Sevgiler :))

    YanıtlaSil
  4. Selam Ametist, Deep'in blogundan geldim :)
    Ooo ben her gece asker mi olmuyorum gazeteci mi olmuyorum :)) Cidden gece olunca beyinlerimiz bi ayrı çalışıyor, ama çoook da güzel oluyor :)
    Amaan boşver ben de bi bakmışsın işe girdiğimi yazmışım bi bakmışsın Helenistik Kültürü falan yazmışım :D Karman çorman olmasın diye sınıflandırabilirsin istersen, öyle daha derli toplu olur.
    Sevgilerle ^-^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldin Kamer :)
      Bencede çook güzel !
      Önerini dikkate alacağım bu arada , çok teşekkürler :)

      Sil
  5. Ay başkasının kafasına girmek çok zoor, önce bir kendi kafamızı idare edebilsek! :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahahah hiç bu yönden düşünmemiştim şefim :)

      Sil
  6. Deeptone önermiş, önermiş Deeptone diye geldim, geldim ve muhtemelen yine geleceğim :)

    Birinin beyninde -ya da aklında- olmakla, onun yerinde olmak benim için biraz farklı şeyler. Kaçımız aklımızda olanı yaşayabiliyoruz ki?

    Neşeli sevgilerle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biraz karışık cidden. Aklımızda olanı yaşamak bir yönden iyi olumlu şeyler düşünebiliyorsak tabii ama ya düşünemiyorsak !?
      Sevgiler :)

      Sil
  7. arada bir başka insan olup yine kendime dönmek isterdiiim :) keyifli yazıyoon seen dilediğin gibi yaaaz işteeğğğ :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam o zaman dilediğim gibi yazıyorum ve yazacağım deep :)

      Sil
  8. başkalarının aklındaki bilmek güzel olabilirdi tabi kendi kafamıza geri dönebilirsek güzel bir yazı olmuş ben sevdim. Bloguna deepten ulaştım banada beklerim sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi kafamıza geri dönmek lazım doğru :))
      Geliyorum ben de !

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mim mam mum

Merhaba ! Berfçe beni mimlemiş, çok da keyifli bir mim o halde başlayalım. 1-Okuduğun en güzel kitap hangisi? Olasılıksız’ı çok seviyorum ama bin muhteşem güneş’i de çok severim karar veremedim. 2-Gelmiş geçmiş en duygu yüklü şarkı hangisi ?  * Benim için enrique iglesias -hero ve 3 doors down- here with you. 3Etkisinden çıkamadığın defalarca izlediğin bir film var mı varsa hangisi? * Hiçbir zaman filmlere o kadar anlam yükleyemedim malesef. Yok yani :) 4-Bir renk olsan hangisi olurdun ?  * Lacivert olurdum bence. Çünkü çok kararsızım heran her şey değişebilir benim için. Lacivertte içinde bir çok renk barındırıyor gibi gelir bana o yüzden :)  5-Karşı cinste aradığın en önemli 3 özellik ?  * Zeka, anlayış, sadakat.  6-En beğendiğin yabancı dizi ?  Dizilerle de pek aram yok ama üniversite birinci sınıfta bir kore dizisi olan city hunter izlemiştim, çok beğenmiştim bu olabilir.  7-Karşı cinste gördüğünde hemen soğuyabileceğin davranış ?  * Kesinlikle özgüvensizlik. 

Kafamda deli sorular -1 ( neye göre seviyoruz? )

Hayatımızda kullandığımız bir sürü fiil var. En çok anlam yüklediğimiz de yukarıda yazdığım. Yok yok ! Öyle sadece sevgiliyi sevmekten bahsetmiyorum. O zaten buluttan düşen yağmura tutunup aşağı inmek gibi bir his. Çok özgür. Oldukça hafif. Derdim kelimeyle. Kimi sevip kimi sevmiyoruz acaba? Yani neye göre seçiyoruz bu kelimeyi yüklediğimiz insanları. Hiç görmedim bir grafik çizip bu taraftakiler sevdiklerim bu taraftakiler sevmediklerim diyen. Kimse yemek tarifi gibi anlatmıyor bunu. Az sadakat, bolca sabır vs diye. Eee .. nasıl oluyor o zaman neye göre ? Pragmatik miyiz , bize yararı olana mı gidiyoruz sadece. Hoşumuza giden bir şey yapınca tamam, yapmayınca yok olmadı diyoruz. Eee , hani herkesi olduğu gibi kabullenmek ? Vallahi yapamıyoruz. Aileniz dışında kimseyi olduğu gibi kabul edemiyoruz (bazen onları bile edemiyoruz) Hadi uydu diyelim kafamızdaki listenin bütün maddelerine oldu bu diyoruz. O zaman da asıl soru çıkıyor meydana.; Ne oluyorda vazgeçiyoruz o insan